(himmet gümrah, mehmet ali doğan, ömer lütfü çetin)
HİMMET GÜMRAH resim sergisi, 22 kasım-12 aralık 2016
(Dünya Göz Hastanesi; Tunus cad. Ankara; 0312 41670007/3056)
Himmet Gümrah’ın 19. kişisel resim sergisi Dünya Göz Hastanesi’nin sergi salonunda açıldı. Dünya Göz, sanat hayatına da girerek büyük katkı sağlıyor. Dileğimiz her kurumun sanata böyle el atması. Sanat ülke sathına yayıldıkça duygular yumuşayacak, hayaller ve güzellikler ister istemez olumsuz duyguları silip geçecektir. Yaratıcılık, yaratıcılığa tanıklık etmek, kişinin ruhunu temizler ve ruhu kademe atlar. Ruh, gelişimini sanata borçludur.
Himmet Gümrah dostumuz da yaratıcılığını akrilik resimleriyle kitlelerle paylaşıma sunuyor.
Sağlam temeli, tekniği onu resim sanatında belli bir yere yerleştiriyor. Mütevazı kişiliği ise ayrı bir artı.
Bu sergisinde de ana konu o çok sevdiği ‘çakır dikenler’. Doğadaki yabani daha doğrusu ‘hüdai nabit (kendi kendine yetişen) bitkilerin sergisi; yapay salon bitkileri değil. Doğanın kendisinin özene bezene yarattığı ve insan yapısı süs bitkilerine nazire yaptığı eserler. Tabiilik sanatçımızı cezbediyor. Işığa koşan kelebekler gibi doğanın nadide eserlerinin peşinde cebinde hayalleri de olduğu halde gezinip duruyor.
Bu çakır dikenleri nasıl keşfettiği, nasıl hayal dünyasına alıp kattığı da bir merak konusu. Öyle ya, binlerce çeşit bitki var, diken var. Onun dikenleri yuvarlak, küresel. Dolayısıyla resme geometrik bir boyut kazandırıyor. Bunların tuvalde çeşitli biçimlerde sıralanmalarıyla çeşitli formlar, kompozisyonlar elde ediyor.
Sergiden önceki bir görüşmemizde resimlerinde bir yenilikler görüleceğinden söz etmişti. Merakla bekledim.
Sergisine ‘yanılsamalar’ adını vermiş. Gerçekten yanılsamalar oluyor. Tablonun dışındaymış gibi görüntüler… Tablolarının kimilerine dörtgen (ahşap sanırım) ilaveler yapıştırmış. Bunlar resmin geometrik havasına katkıda bulunuyor, zenginleştiriyor. Dikenlerin arka fon yapısında da dekoratif zengin öğeler bulunuyor. Bu kolajlanlanmış dörtgenler de ayni dekoratif geometrik öğelerin başka tonları olarak derinliğe derinlik katıyor. Hele ki bu dörtgenin üzerinde bir de küresel diken bulunursa… İşte tam yanılsama.
Dünya Göz Hastanesi güzel, kaliteli, kapsamlı bir katalog yapmış. Tebrikler.
Gümrah, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi mezunu. Üniversitelerde hocalıkları var.
İyi sanatçı, iyi hoca, iyi insan…
***
MEHMET ALİ DOĞAN resim sergisi (25 kasım*10 aralık 2016)
Galeri Akdeniz (Tagore cad. 720 sok. Şahinler sitesi B blok, 5/b Yıldız Çankaya Ankara; 0312 441 2999; [email protected])
BRHD (Birleşmiş Ressamlar Heykeltıraşlar Derneği) bir önceki başkanı Mehmet Ali Doğan bu kez kişisel resim sergisini Akdeniz Sanat Galerisinde açtı.
M.A. Doğan da resmine yeni öğeler katmış. Önceki resimlerinde gördüğümüz ve benim balta (yere saplı) ve sapı şeklinde algıladığım öğe, ki benim düşünceme göre gökle yer, hayal ile hakikat, evren ile yeryüzü, madde ile madde ötesini birleştiren bir öğe, bu resimlerinin bazılarında da yer alıyor. Bunun yanı sıra çizgi dalga şeklinde gökler, ovalar, tepeler görüyoruz. Gökte de bir ay veya güneş tabloyu tamamlıyor.
Diğer bir yenilik de Sanatçının yarattığı ağaçlar. Ve bunlarla yaptığı kompozisyonlar. İlk kez karşılaşıyorum. Sürpriz tabii.
Bir başka sürpriz de sergilenen baskılar. Meğer kendi zevki için sırf kendi için her çeşit baskılar yapıyormuş. İlk defa bizlerle paylaşıyor. Renkli ve cezbedici eserler.
Başarılı sanatçıyı kutluyoruz.
***
ÖMER LÜTFÜ ÇETİN resim sergisi 1-17 aralık 2016
(Gözde Sanat Galerisi ; portakal çiçeği vadisi kuzgun sok 74/A aşağı ayrancı Ankara 0312 442 11 31 www.gozdesanat.com)
İşte eski ekolün nadide bir temsilcisi. Tematik sergilerin daha çok ilgi çektiği bir devirdeyiz. Ömer Lütfü Çetin ise kendimi de dahil ettiğim, tuval, fırça, yağlıboya figüratif dünyanın adamı. Sergisinde, nü,manzara, iç mekan, natürmort her konu var. Her şeyi resimliyor. Bundan da keyif aldığı kesin.
Bizim tanıdığımız ustalar da böyleydi eskiden. Eşref Üren, Melahat Üren, Orhan Arel, Turgut Zaim, Esat Subaşı, Cemal Bingöl, İhsan Cemal Karaburçak, Münip Özben… Biz onlarla büyüdük; onlardan feyiz aldık. Onların anlayışlı ve şefkatli ilgilerine mazhar olduk.
O nedenle Ömer Lütfü Çetin’in sergilerinde eskiler hayalimden geçer, gözlerim dolar.
1970 yılından bu yana profesyonel çalışıyor. Lise yıllarında resim öğretmeni Turan Erol’ün dikkatini çekmiş ve teşvik görmüş. Girdiği İktisat Fakültesini bitirdikten sonra Lüftü Günay’ın hocalığında bu mertebelere ulaşmış.
Değinmeden geçemeyeceğim; kendisi bir satranç ustasıdır. Hemen hergün öğleden sonra Kızılay’daki, genelde satranç oynanan kafede diğer ustalarla buluşur. Son zamanlarda satranç oynarken seyredenlerin müdahalelerinden biraz sıkılmışa benziyor. Ben kendisiyle satranç tahtasının başına oturmaktan hep çekindim. Herhalde perişan eder.
Sanatçımız kendine has ustalığıyla empresyonist tarzda tuvale işlediği hayalleriyle bize bir göz ziyafeti çekiyor. Çıkınca, dış dünyayı yadırgıyoruz.
Bu sergisi için kendisine sonsuz teşekkürler.
monad balkan, 3 aralık 2016 ankara