Fidel Castro Ruz… Dünya toplumcularına ne çok güç verdiğini yitirince daha iyi anladık. Bu etki nereden geliyor? Salt bir ülkenin devlet başkanı, giderek devrim “lideri” olması bunu sağlayamaz. Sağlasa da bir yere kadardır… Dilini bilmeyenlere, yüz yüze gelmeyenlere/gelemeyenlere Fidel’i sevdiren, ona dostça, arkadaşça adıyla seslenilmesine neden olan içtenlik ilişkisi, Fidel Castro’nun daha ilk anda duyumsanan derinliğinden, kişilik sağlamlığından, insan sevgisinden, yürekliliğindendir… Kuşkusuz Küba’nın bağımsızlığını, kölelikten kurtuluşunu, özgürlüğünü, onurunu kazandıran büyük devrimin önderi de böyle nitelikli bir kişi olabilirdi.
Yitirdiğimizde, insanlığın yüreğine, gönlüne yürüyen Fidel Castro gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi, Che Guevara gibi devrimciler aynı zamanda sanata, şiire, yazına tutkuyla bağlı insanlardır.
José Marti Küba bağımsızlık savaşının ilk önderidir; savaşçı ve ozandır. Küba devrimi önderleri ve tüm Küba’lılar Marti’yi haklı olarak baş tacı ederler.
Mustafa Kemal Atatürk ekin devrimi olduğunu birçok kez belirttiği Türk Devrimini yaparken Tevfik Fikret’ten çok etkilendiğini de vurgular. İstanbul’a gittiğinde Fikret’in gömütüne uğrar…
Büyük devrimciler sürekli okurlar.
Usta Ozan Nâzım Hikmet Havana’ya gittiğinde Fidel Castro’yla buluşur. Bu sıcak görüşmede Castro Nâzım’a “Ben çocukluğumdan beri senin şiirlerini bilirim. Sen çakı gibi adamsın. Gençmişsin bayağı” der. Sayın Hıfzı Topuz’un, usta ozanın Küba dönüşünde yaptığı söyleşi ses kaydında Fidel’in bu dostça seslenişini anlatır Nâzım Hikmet…
Che Guevara da çok şiir okur; giderek ozandır da… Sevgilisine Nâzım’dan şiirler okur.
Che’nin şiirlerinden biri de Fidel üzerinedir; “Fidel’e Şarkı” başlığını taşır. Fidel’i en iyi tanıyan odur. Ve gerçekten öyle güzel imgelerle yazar ki insan bu güzellik karşısında şaşırır kalır:
Fidel’e Şarkı
Haydi gidelim,
ateşli peygamberi şafağın,
gizli patikalardan ulaşalım
o yeşil timsahı kurtarmaya, aşkla seydiğin.
Haydi gidelim,
isyankâr ve marslı yıldızlarla dolu
cepheyle aşağılanmayı bozguna uğratarak
zafere erişmeye ya da ölümle buluşmaya yemin edelim.
Duyulduğunda ilk atış sesi ve uyandığında
çalılıklar bakirelere yaraşan bir şaşkınlıkla,
orada, yanı başında, olgun savaşçılar olarak,
bulacaksın bizi.
Saçıldığında sesin dört rüzgâra doğru
adalet, ekmek, özgürlük, tarım reformu,
orada yanı başında, aynı vurgularla,
bulacaksın bizi.
Ve yerini bulduğunda bunca emeğin sonunda
zalime karşı doğruluğun uğraşı,
orada, yanı başında, bekçilik ederken mücadelenin sonuçlarına,
bulacaksın bizi.
Yaralı böğrünü yaladığı gün canavar
milliyetçi bir mızraktır onu orada vuran,
orada, yanı başında, gururlu yüreklerimizle,
bulacaksın bizi.
Sanma ki bozabilirler bütünlüğümüzü
rüşvetle kuşanmış yaldızlı bitler,
tek isteğimiz bir tüfek, mermiler ve bir siper.
Başka hiçbir şey.
Ve şayet engellerse yolumuzu demir,
Amerika tarihine geçen
gerillaların kemiklerini örtmek için
bir mendil isteriz Kübalıların gözyaşlarından.
Başka hiçbir şey.
Çeviren: Adnan Özer - Vilma Kuyumcuyan
Fidel ile Che’nin o destansı yoldaşlığı, birlikteliği bundan daha güzel şiirleştirilemezdi.
Amerikalı bir ozan var: Lawrence Ferlinghetti; Beat kuşağından… Fidel’le ilgili şiiri yeterince biliniyor mu bilmiyorum, “Fidel Castro Üstüne Korku Dolu Bin Sözcük.” Ferlinghetti, Türkiye’yi de andığı bu şiirinde alaycı bir dil içinde yol alıyor. Fidel’e karşı mı değil mi kuşkuya düşüren bölümü de olsa, şiirin bütününe bakıldığında Amerika’ya eleştiri yönelttiği söylenebilir:
Fidel Castro Üstüne Korku Dolu Bin Sözcük
Mike'ın meyhanesinde çöreklenmiş düşünüyorum
N'olacak acaba
Castro'suz
Salamlı sandviçler ve tükrük hokkaları arasında
Hiçbir çözüm yolu göremiyorum
Bu gidişin sonu bir facia
Reklâmcılar ve cıllığı çıkmış manken karılar arasında
Ve burunlarını her boka sokup bütün işleri
Castro'yu psikopatın biri olarak göstermek olan parlak gazeteciler
Paşazadeler... bilirsiniz hepsi ruh hekimidirler
Ve Castro'yu iyice gözden geçirmişlerdir şahsen
Ve ona Komünist gözüyle bakmak için
İzinleri vardır ellerinde.
Çünkü Sovyet komünizmiyle
sosyalizm arasındaki ayrımı
pek iyi bilirler paşazadeler
Ve gözüne bakınca anlarlar paranoyak ve isterik bir zorba mı
Çünkü ellerindeki bilgiler ilk eldendir
C.I.A'nın kişisel gözlemlerinden
Ve büyük tarafsız haber ajanslarından
Hearst cavlağı çekti ama ünlü Küba telgrafı hâlâ geçerli:
'Siz fotoğrafları çekin, ben savaşı ayarlarım.'
Hiçbir cevap bulamıyorum
Hiçbir çıkar yol göremiyorum
Bilardo oynayan paisano'lar arasında
'PERDENİN SONU' denecek sanki Fidel için
Hesabını görecekler
Olayların akışı içinde
Mike'ın meyhanesinin arka salonunda Amerikan bilardoları
Zıngır zıngır titreyen döşemenin üstünde
Kübalı Charlie başlarına geçip oynamaya başladığında
Özellikle 'Bağımsızlık Piyangosu' adlısında
Her top ordan oraya dolanıp durur tek başına kalmış bir insan gibi
Dar geçitleri geçip düşer deliğe
Nasıl dolanırsa dolansın, ne yaparsa yapsın
Düşeceği yer bu deliktir işte
Bilardo topunun düşeceği çuha bir deliktir
Bir köylünün yeşil bir görünüme düşmesi gibi
Küçük deliğinde kıvranıp duruyorsun
Fidel
Ve yakında batacaksın
Olayların akışı içinde
Bir kovboy şarkısı homurdanıyor otomatik pick-up'da
'Altıma bir Cadillac çektim! ' diye homurdanıyor kovboy
Küba'da çekmedi ama Cadillac'ı babalık
Dışarda, Amerika'nın North Beach gecesinde
Kuzey Amerika'nın yeni arabaları akıp gidiyor
Motorama'dan geliyorlar
Farları hiçbir zaman yeterince parlak değil
Bu geceyi delmek için
Olayların akışı içinde
Üç boktan herif giriyor içeri
Biri Çinli
Öbürü zenci
Üçüncüsü garip cinsten bir kızılderili
Görseydiniz derdiniz ki
Küba'da bir aşağı bir yukarı volta atmışlar ordan geliyorlar derdiniz
Ama hayır
Üçünün de kulaklarında duygaçlar
Amerika'nın biraz sağır kardeşliğidir bu
Bir deri bir kemik olanı
Yerleştirdi duygacı bir deri bir kemik kulağına
Ayrıca küçük pilli bir de radyosu vardı
Duygaç kutusunun boyunda
Radyo o her zamanki
Anma programlarından birini veriyordu
avazı çıkıtğı kadar bağırarak:
' - Olayların akışı içinde
gün gelir bir halkın
kendisini bir diğerine bağlayan
siyasal bağlarını kesmesi
kaçınılmaz olur.'
Hiçbir çıkar yol göremiyorum
Ne de bir kaçış
Senin dalga uzunluğuna ayarlanmıştı, Fidel
ama duymuyor o
Hesabını görecekler, Fidel, benden söylemesi
Korkunç bir facia olacak
Hesabını görecekler o bizden yürüttüğün Havana purolarıyla birlikte
Ve o ordu artığı şapkanla
(Kim bilir belki onu da yürüttün)
Ve o Beatnik sakalınla
Tarih belki temize çıkarabilir seni, Fidel
Ama biz tarihi beklemeden temizleyeceğiz seni
Tarih içinde temizleneceksin, Fidel
temizlemek bizim işimiz biliyorsun
Çamaşır tozları ve sularından bol miktarda imal ediyor fabrikalarımız
Ve küçük bir şenlik yapacağız, Fidel
Senin oralarda bir yerde
Küçük bir şenlik
Türkiye'de dendiği gibi
Mike'ın meyhanesi önünden şimdi
Bir cankurtaran düdüğünü çalarak geçiyor
Bir gece yarısı cinayeti falan olmalı
Ya da buna benzer bir şey
Sakallı bir delikanlı kaldırımlara uzanmış
Her yanından kan boşanıyor
İşte küçük facian, Fidel
Geliyorlar kaldırıp götürmek için seni
Uzatıyorlar sedyeleri üstüne
İşte sonun bu olacak, Fidel
Olayların akışı içinde
Bir halkın
Filânfeşmekân uluslararası bağlarını
Gün gelir
Kesip atması kaçınılmaz olur
Ve United Fruit'ün
Fidel
Nasıl olur da cevaplamazsın
Fidel
N'oldu kestiler mi dalgamızı yoksa
Bizim istasyonumuz zaten kapalı
Seninkini de kapattık, Fidel
Mike'ın meyhanesinde çöreklenmiş
Tam bir liberal gibi
Bekliyordum birilerinin bir şeyler yapmasını
Camus'nün Başkaldıran Adam'ını okumayı daha bitirmemiştim
Bu yüzden seni pek iyi tanıyamadım, Fidel
Enine boyuna arşınlıyor olmalıydın odanı
Seni götürmeye geldiklerinde
Onlara dedin:
'Ya Vatan'ım ya Ölüm! '
İşte ölümün, Fidel
Çocukluk kahramanlarından biri
O namuslu Abraham gibi,
Onun da böyle bir savaşı olmuştu biliyorsun
O da bir çeşit kurtarıcıydı biliyorsun
(Savaşında hiç kimsenin ölmediğini göz önünde tutarsak)
onu da öldürdüler, Fidel, bunu da biliyorsun
olayların akışı içinde
Fidel... Fidel
Tabutun geçiyor, Fidel
Caddeler ve sokaklar arasından, o hiç görmediğin ara sokaklar arasından
Gecenin ve gündüzün içinden
ve beyaz leylâklar avluda açarken, Fidel
Senin o faydasız gezin sona eriyor
Gene de sona ermiyor
Gene de faydasız değil
Şu başımdaki defne dalını
sana sunuyorum, Fidel
Lawrence Ferlinghetti
Çev. Ferit Edgü - Orhan Duru
Ozan, ülkesi Amerika’nın yönetiminin ne “haltlar” işlediğinin ayrımında. Bu göndermelerle taşlıyor ülke yönetimini. Ne yazıyor ozan?
…
temizlemek bizim işimiz biliyorsun
Çamaşır tozları ve sularından bol miktarda imal ediyor fabrikalarımız
Ve küçük bir şenlik yapacağız, Fidel
Senin oralarda bir yerde
Küçük bir şenlik
Türkiye'de dendiği gibi
…
Ferlinghetti, “Olayların akışı içinde” dizesini de yine alaycılığına yönelik kuruyor.
Işıklar İçinde yatsınlar Türk şiirinin ustalarından Metin Demirtaş ile Can Yücel’i de (doğallıkla Arif Damar’ı, Sennur Sezer’i…) anmalı. Metin Demirtaş’ın Che üzerine şiiri haklı olarak en yaygınlaşmış şiirlerimizdendir. Sanırım genellikle Che’yle ilgili şiirler yazıldı. O acı, savaşırken öldürülüş gerçeğinin yansımasıdır sözkonusu olan.
Can Yücel’in, 1996 yılında Fidel’in İstanbul’a gelişinden etkilenerek yazdığı şiir Fidel’in aramızdan ayrılışının ardından sıklıkla anılır oldu:
Fidel'in Gelişi Gidişi
Fidel çok insan bir dev
Ağarmış saçları sakallarıyla
Karlı bir dağ.
Gözlerinde güleç
Kardelenler açıyor,
Sesi titremeyen bir ses
Umudun sesi.
Demirel'e Türkiye'yi övmüşmüş,
Mesut Bey'i de adam yerine koymuşmuş.
Laf kıtlığında asmalar budamıyor Fidel,
Son konuşmasında, yukarı yarımkürenin aşağı yarımküreyi ezmesine küreselleşme dendiğini mimledi.
Sade konut monut davasıyla da yetinmedi.
Emperyalizm yüzünden, insanlığın altından
Toprağın nasıl kaydığını anlattı,
Sosyalizmin teslim olmadığını temsil etti.
Hoş geldin Fidel,
Gidişinle de
Bizi yine nahoş çakallarla başbaşa bıraktın.
Gerçekten de Can Yücel ustanın yazdığı gibi, Fidel, alçaklaşmış bu dünyadan göçüp gidişiyle, “Bizi yine nahoş çakallarla baş başa bıraktı.”
Fidel’li şiirler diyerek bir öbek sunabildik. Bilen biliyor ki pek çok şiir var Fidel üzerine. Çalışılıp derlense iyi olmaz mı?
Mustafa Kemal Atatürk’ü, Türk Devrimini en iyi anlayan, çözümleyen Büyük Devrimci Fidel Castro’yu derin saygıyla, sevgiyle anıyorum.
Işıklar içinde olsun…